Şaban Tokgöz, İKO HABER'e açıklama yaptı

Deneyimli kalemkar ustası, Tokgöz Kuyumculuk firma sahibi Şaban Tokgöz, piyasadaki sektörel sorunların çözülmesi amacıyla meslek odalarının yaptırım yetkilerinin artırılması gerektiğini belirtti, mevcut sıkıntılı sürece rağmen mesleğin geleceği ile ilgili iyimser olduğunu söyledi.
Kaç yıldır bu mesleği yürütüyorsunuz?
Mesleğe 1989 yılında henüz ortaokul çağımda 14 yaşımda Çemberlitaş Refik İş Hanı’nda Mustafa Çınar Usta’nın yanında başladım. Atölyede o zamanlar çok rağbet gören testere işi pullu zincir ve tuğralı modeller yapıyorduk. Bir hafta üretim yapar, sonraki hafta da çantaya çıkardık. Bu atölyede 3-4 yıl çalışarak deneyim kazandım. Ardından aralarında Atasay’ın da bulunduğu iki-üç atölyede de bulundum.
Tokgöz Kuyumculuk firmasını ne zaman kurdunuz?
İlk dükkanı tarih yaprakları 1996 yılını gösterdiğinde makine kalem üzerine Arif Han’da açtım. Kısa bir aradan sonra 1999’da Yağcı Han’da işime devam ettim. Artan talep üzerine önce Aktar Kardeşler’e ardından Vezir Hana geçtik. Firma olarak 2006 yılı sonundan beri de Kuyumcukent Atölye Bloğu’ndayız.
Müşterilerinize hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?
Uzmanlık alanımız kalemkarlık. Modellerin üzerini makine ve freze kalemiyle çeşitli desenler atarak süslüyoruz. El kalemi de var; ama ne yazık ki piyasada bitme seviyesine geldi. El işinin piri Çarşı’da Bekir Ağlamaz Usta’dır. Ağırlıklı olarak Kuyumcukent, büyük firmalar ve İkitelli bölgesindeki işletmelere hizmet veriyoruz. Ayrıca, Çarşı bölgesinde Vezir Han’da atölyemiz var. Atölyecilerimizin yüzük, küpe, bilezik ve bileklik gibi modellerinin süsleme, kalem işini gerçekleştiriyoruz. Çeşit olarak özellikle bilezik modellerine kalem atmada çok iddialıyız.
Piyasada ne tür kalem motifleri popüler?
Bölgeden bölgeye veya ayardan ayara değişebiliyor. Arap ülkeleri, daha parlak motifleri tercih ederken Avrupa bölgesi ise kristal üzerine ‘Diamond stil’ süslemelerini istiyor. Sadece 22 ayar değil, farklı ayarlar üzerine kalem işlemi yapıyoruz. Malum, piyasa son zamanlarda biraz durgun. Üretici ve kalemkarlar çoğaldı. Eskiden 5 yaldızcı varken şimdi bu sayı 50 oldu, biz üç kalemkardık, biri de rahmetli oldu. Şu anda kalemkar sayısı çoğaldı.
Peki, bu kalemkarlar işinin ehli mi?
Hayır, altyapı ve piyasa, mutfak bilgisi yok. Biz, işin mutfağından geldik. İşe ilk adım attığımızda açılı kalem vardı sadece. Freze işi ilk 1993-94’te geldi; ama tutmadı. 2000’li yıllarda Atasay vesilesiyle freze kalemi yaygınlaştı. Piyasada kristal kalem motifini ilk yapan Osman Kılıç kardeşimizdir. Biz de kalemkarlıkta açılı, bombeli, düz, fasetli ve özel kalem yaptırarak mesleğe katkıda bulunduk. Bizim yaptığımız işi bir dönem insanlar yapamadı. Bizi, hep takip ettiler. Ama, şu anda bizim yaptığımız işi her kalemkar yapabiliyor. Tabii ki burada güven meselesi devreye giriyor. Mala çoban lazım, bal var, pekmez var. Bu konuda Hadis-i Şerif var. ‘Hepiniz birer çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz.’ Piyasa bozulmuş, bakıyorsunuz, sektörümüzde güvenilir insana güvensizlik var. Güven unsuru bitmedi; ama azaldı.
Meslekte en çok önem verdiğiniz şeyler nelerdir?
Öncelikle ticaretimizde ‘yalan’ kelimesini çıkartmamız gerekiyor. Meslektaşlarımıza ve müşterilerimize verdiğimiz her sözün arkasında olmalıyız. Ayar düşüklüğü en muzdarip olduğumuz meselelerden biri. Atölyemize kalem atmak üzere bilezik geldiğinde hemen ayara veririz. 916 milyem çıkıyor. Bizde çapak, hiçbir şekilde kimseninkine karışmaz. O, bilezikten çıkan çapağı eritip ayar evine verdiğimizde ise milyemi 916 yerine bu kez 913,5 geliyor. Aynı modelden çıkan çapağın da 916 milyem olması gerekmez mi? Bir türlü bu konunun önüne geçilemedi. Hazine ve Maliye Bakanlığı mı İstanbul Kuyumcular Odası’nda mı olur. Hiçbir şekilde çözümü yok. Yarı mamul, 916 milyem buna kalem atıyorum, 2 gram çapak çıkıyor. Erittiğimde 916’yı vermiyor ayarevi. Binde 1 yanılma payı deniyor, tamam her zaman mı yanılacak. Niye, sonuç 916.2 çıkmıyor.
Bu yıl işleriniz nasıl? Gelecek ile ilgili beklentileriniz nelerdir?
Tokgöz Kuyumculuk olarak mevcudu korumanın derdindeyim. Ons farkları yüzünden pazarımız, son iki yıldır aşırı şekilde daraldı. Sektör olarak çok güzel ihracat yapıyorduk. Dövizin yerinde sayması ve ekonomik zorluklar, hepsi üst üste geliyor. Piyasadaki işletme sayısı her geçen gün artıyor. Tüketim 3 tondu yine öyle, hatta 2,5 tona düştü. Üretim ise 5 ton. Firmaların maliyetleri ise sürekli artıyor. İşlerin düzelmesi için yeni yasal düzenlemeye ihtiyaç var.
Firma olarak gelecek hedefleriniz?
Firma olarak büyümek gibi bir hırsım yok. Allah’ıma hamd olsun, alnım ak, yüzüm pak. Düzgün ve kaliteli hizmet vermeye çalışıyorum. Harc-ı alem mal da gelir bana. Kalemkarlıkta eskiden deniz kumu gibi şeyler çıkıyordu, ramatçılar için bir dönem konuşulmuştu. Model, çeşit ve kalite konusuna çok önem veriyoruz. Bugüne kadar dışarıdan kalemkar olarak yanıma kimseyi almadım, hep sıfırdan alarak kendim yetiştirdim.
Mesleğin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ben, iyimser bakıyorum. Bozulma olacak ki düzelme olsun.
Bir sektör mensubu olarak temsil kuruluşları; İKO, MİB, İTO ve İSO komitelerinden beklentileriniz nelerdir?
İstanbul Kuyumcular Odası’nın yaptırım gücünün yeni yasal düzenlemelerle artırılması lazım. İKO Yönetimi, zaman zaman piyasa denetimi yapıyor. Bu denetimler sonucu ne kadar etkin olabiliyor! Hurda yaylı bilezik modeline bakıyorsun içerisinden 1,5 gram yay var. Ötekine bakıyorsun 30 santim yay kullanılmış. İşin hakkı 30 veya 50 santimdir. Benim nazarımda bu hırsızlıktır. Bir standart getirilmesi şart. Gerekçe olarak mağazacı, toptancı veya çantacı talep ediyor deniyor. Peki, tüketici bunu biliyor mu? Kuyumcu meslek odalarının daha fazla yaptırımı olmalıdır.
İstanbul Kuyumcular Odası Yönetimi’nin çalışmalarını nasıl görüyorsunuz?
Sayın ‘Ahmet Karbeyaz’ ile birlikte 2018 seçimlerine girmiştik. Şimdi Karbeyaz’ın seçimlere katılacağını duydum. Sayın Mustafa Atayık Başkanı, 2018 seçim sürecinde tanıdım. Burada misafir ettik. İKO, ne yapıyor ne yapacak, ne yapmalı? Başkana da söyledim, seçim zamanı yaklaştığında sahada olmak değil, her zaman sahada olmak gerekiyor. İTO Komitesi, ne yapıyor? Şirket olmuş esnaf arkadaşım İTO’ya üye oluyor, niçin? Ticaret Odası, bana ne fayda veriyor. İKO, ne yapıyor? Sadece silah ruhsatı için mi? Niye aidat ödüyorum. Ne esnafın bir kısmı, Oda’dan beklentisinin ne olduğunu söyleyemiyor ne de Oda, esnafa yanaşabiliyor. Ben, öyle bir kopukluk hissediyorum. Sahada böyle bir algı var. Tabii ki, Mustafa Başkan ve YK üyelerini görüyorum ,takip ediyorum, esnafı ziyarete gidiyor, ilgili bakanlıklar ile temaslar yapılıyor. Kuyumcukent’teki esnaf, İKO ve İTO Komite ne yapıyor? diye soruyor. Görebiliyorum Başkan ve YK ile görüşüyorum. Başkan Atayık, bir şeyler yapmaya gayret ediyor. Vatandaşları da medyaya çıkarak bilgilendirmeye çalışıyor. Hükümet yetkilileriyle görüşmeler yapıyor. Yaptıkları çalışmaları esnafı ziyaret ederek de anlatmalı. Sahada olmasını esnaf istiyor. Tüm meslektaşlarıma hayırlı işler, bereketli kazançlar dilerim.