Altın Esaslı Muhasebe Sistemi'ne geçilmeli

6 dönemdir Samsun Kuyumcular Odası Başkanlığı görevini yürüten Salih Özman, mesleğin geleceğe güçlü bir şekilde taşınması amacıyla kuyumculuğa özel bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Başkan Özman, kuyumculuğun lokomotifinin İstanbul olduğunu belirterek, “Bürokraside ve kuyumculuk sektörünün sıkıntılarıyla ilgili çözüm odaklı çalışmaların nirvanası; Sayın Mustafa Atayık Başkan zamanında oldu.”  dedi.

Uzun bir aradan sonra Samsun’da yapılan fuar ile ilgili beklentileriniz gerçekleşti mi?
Fuar ile ilgili beklentilerimiz gerçekleşti. Fuarı ziyaret eden her arkadaşımız ve ilimize gelen başkanların organizasyon için ‘Tam fuar gibi olmuş’ demeleri bizi mutlu etti. Samsun Jewellery Show, katılımcı sayısı, standların düzeni ve fuar alanının organizasyonu ile otelde, çadırda yapılan bir etkinlik değildir, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Fuar için çok titiz davranan, gayretli ve hiçbir fedakarlıktan kaçmayan arkadaşımız Faruk Aşık ve ESFA Fuarcılık’a teşekkür ediyorum. Biz de elimizi taşın altına koyduk, katılımcı firma iştiraki ve ziyaretçilerin getirilmesi konusunda destek verdik. Eksik olmasınlar davet ettiğimiz Samsunlu meslektaşlarımız da fuarımızı ziyaret ettiler. Ayrıca, ilçelerden, yakın şehirlerimizden oda/dernek başkanları, kendi bölgelerindeki müşteriyi buraya getirmek için ekstra gayret gösterdi. Uzaklardan gelen başkanlarımız da bizi şereflendirdi. Hem ESFA Fuarcılık,  hem de Samsun Kuyumcular Odası olarak yıllar sonra yapılan bu fuarda hedeflerimize ulaştığımızı söyleyebiliriz.

Samsun kuyumculuk sektörü hakkında bilgi verebilir misiniz?
Samsun, kuyumculuk mesleği için eskiden beri ciddi bir potansiyeli olan, mesleğin hep hareketli olduğu bir şehirdir. Bafra ve Çarşamba ovalarının varlığı ve Kuzey’in Altını olarak nitelendirilen fındık gibi ürünün buradan çıkarılması ili ticarette öne çıkarıyor. Üretimin bol olduğu yerlerde mücevher sektörünün olmaması mümkün değildir. Samsun’da 5 bilezik, 2 alyans üretici firması faaliyet gösteriyor. Darphane ve rafinerilerin altınlarının pazarlamasını yapan 6 toptan işletmemiz var. Ayrıca, Samsunlu 25 çanta toptancısı ile ülkemizde Hazine’den yetki belgesini alan 5.rafineri firması da ilimizdedir.  Şehrimizde 100 perakende mağazamız müşterilerine hizmet veriyor. Eskiden büyüklerimiz, altına; hem kumbara hem süs derlerdi. Hanım efendiler ve beyefendiler, sıkıştıklarında bu ürünleri nakde çevirip zor durumdan kurtuluyorlar. Pandemide her yer kapandı, ticaret de durdu. Ama, insanlar çok büyük sıkıntıya düşmedi. Dünyada birçok finansal kriz oldu bu krizlerden Türkiye, daha az etkilendi, taa ki son ülkemiz krizine kadar… Bunun en önemli nedeni, yastık altında güvence olarak tutulan altındır. İşte, bu yastık altında sakladıkları altın, onlara can suyu oldu. Samsun, çok eski bir yerleşim yeridir. Venedikler, Ermeniler ve Rumlar burada yaşayarak kuyumculuk zanaatını icra etmişler. Geçtiğimiz yıllarda kazı çalışmasında çıkarılan Amisos Hazineleri, Kent Müzesi’nde sergileniyor. Kazıda bulunan el yapımı, şişirme tekniğiyle üretilen takılar kaliteleriyle günümüzde bile kendine hayran bırakıyor. Kent Müzesi, Samsun kuyumculuğunun geçmişini görmek açısından çok önemlidir.

Samsun’da en çok talep gören ürün grupları hangileri?
İlimize küçük İstanbul diyebiliriz. Kısacası; piyasada popüler ve moda neyse Samsun’da da satılıyor. İlimizin hava koşulları, tüketim alışkanlıkları ve kültürü de İstanbul’a benziyor. İstanbul’da satılan 14 ve modern fantezi ürünler, Samsun’da da talep görüyor.

Başkanlığınız sırasında hayata geçirdiğiniz dikkat çekici proje ve hizmetleriniz neler oldu?
Başkanlıkta 6. dönemim. İlk günden beri hep şunu söyledim: Samsun Kuyumcular Odası’nın yapacağı en büyük hizmet; Oda’nın kurumsal kişiliğini kamuoyuna tanıtmak olmalıdır. İlimizde kuyum ile ilgili bir şey konuşulduğunda bu kurumsal kişiliğe başvurulmalıdır. Görevim boyunca Oda’nın tanıtımı ile ilgili ciddi bir gayret gösterdim. Bugün, devlet ve kamu kurumları nezdinde kuyumla ilgili bir durumda akla hemen ‘Samsun Kuyumcular Odası’ geliyor. Samsun Kuyumcular Odası, bugün kamuoyunda hatırı sayılır bir kimliğe kavuştu. Tüketici de üretici de bizim mensubumuz olan mağaza sahibi de en küçük probleminde Samsun Kuyumcular Odası’na dönüş yapıyor. Yönetimi ilk devraldığımızda Oda’nın devlet kurumları başta olmak üzere birçok işletmeye borcu vardı. Öncelikle kamuya olan borçlarından başlayarak hepsini tek tek ödedik. Ardından resmi bir genel sekreterya oluşturduk. İkinci dönemimizde ise Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı Anakent İş Merkezi’nde ihaleyle hizmet binamızı satın aldık. Böylece, kira derdini düşünen bir Oda’dan rahat hizmet veren bir kurumsal yapıya ulaştık. Ancak, yaklaşık 4 yıl önce Anakent İş Merkezi’ndeki kamulaştırma nedeniyle binamız yıkılınca kısa bir süre hizmet binasız kaldık. İçerisinde kuyumcuların da olduğu Gelişen İş Hanı’nın 4. katında yeni bir hizmet binası satın alarak hizmetlerimize devam ettik. Bugün, kıymetli meslektaşlarıma iki kez hizmet binası kazandırmanın mutluluğunu yaşıyorum. İlk göreve geldiğimde İstanbul’da Başkan Alaattin Kameroğlu’ydu.  Mesleğe çekirdekten girmem ile İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde bir zamanlar öğretim görevlisi olmam nedeniyle maliye ve muhasebe bilen biri olarak çalışma komisyonlarında yer alarak sektörü temsil ettik. Bu kapsamda, Ticaret Bakanlığı’nın yeni düzenleme ile ustalık belgesini şart koştuğu Kuyum Ticareti Yetki Belgesi’nin çıkartılmasında ön hazırlığım vardı. Bu süreçte, Ticaret Bakanlığı’nın Yetki Belgesi almak için kuyumcu mağazalarından talep ettiği 500 gramlık altın teminatının kaldırılması için diğer başkanlarımızla birlikte aktif bir çalışma yürüttük. Sektörümüzü temsilen Oda/dernek başkanları olarak finalde Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan ve diğer yetkilileri bu konuda ikna etmeyi başardık.

2026 yılında yapılacak seçimde yeniden aday olacak mısınız?
Çocukluğumdan beri siyasetin içindeyim. Siyasette 1 yıl çok kısa, bir gün ise bazen çok uzundur. Bugünden bir şey söylemek mümkün değildir. Gönlümden geçen ve kafamda yatan bir kararım var, zamanı geldiğinde söyleyeceğiz.

Sektörümüzün, oda ve dernek başkanlarının günümüzde yoğunlaşması, çözüm için gündem yapması gereken konular neler olmalıdır?
Kuyumculuğun tabipler, mali müşavirler, otelciler, diş hekimleri ve baro gibi özel kanun ile kurulmuş meslek odalarına ihtiyacı var. Dünyanın en kıymetli madeninin ticaretini yapan, finans sistemi ile entegre olmuş, para politikasını etkileyecek kadar önemli bir sektörün özel kanun ile kurulması lazım. Özel bir meslek olduğumuzu yasa ile koruma altına almalı ve bunu tescil ettirmeliyiz. Odalar, özel yasa ile kurulduğunda Kuyumcular Birliği de tesis edilmiş olacaktır. Bu gelişme, tüzel kişiliğimizi ve mesleğin kalitesini de artıracaktır. Bugün, bazı başkanlarımız tarafından dile getirilen  ‘Federasyon’ kurulması fikrinin sektöre çözüm olacağını düşünmüyorum. Bakıyorsunuz, farklı sektörlerin federasyonları var; ama esnaf odası kadar hizmet vermiyor. Bir diğer gündem maddemiz; Altın Esaslı Muhasebe sistemine geçilmesidir. İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Sayın Atayık, bu konuda çok gayret sarf ediyor. Eskiden ‘Enflasyon Muhasebesi’ sadece kuyumculara uygulanıyordu. Genele şamil olunca kuyumcuların yarasına derman olmaktan çıktı. Bilançolarda bir düzeltme yapabiliyoruz; ama bunlar bizim yaramıza merhem olacak düzeyde değildir. Çünkü, enflasyon yüzde 10 oluyor, altın ise yüzde 50 artıyor. Sektör olarak Altın Muhasebesi’ni istiyoruz. Bu muhasebe sistemi gelmeli ki hesaplarımızı da ona göre yapalım. Kuyumcu, ne kazandıysa onun vergisini versin. Aslında, bu düzenlemeden devletimiz de zarar etmeyecek. Altın Muhasebesi çıkar da gerçekten kazandığımız paradan vergi alınırsa sektörün belge düzenleme oranı da artacaktır. Altın Muhasebesi ile Maliye’nin gelirlerinin en az iki kat artacağı kanaatindeyim. Fiktif kazanç dediğimiz; etmediğimiz kardan, değer artışından bir vergi vermek zorunda olduğumuz için insanların eli belge düzenlemeye maalesef gitmiyor. Belge düzenlenmeyince de bu durum esnafta bir alışkanlık oluşturuyor.

Mustafa Atayık Başkanlığındaki İstanbul Kuyumcular Odası Yönetimi’nin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
İstanbul Kuyumcular Odası tüzel kişiliğini hep sektörün lokomotifi olarak gördüm. Sektörel üretimin yüzde 85-90’ı, makine teçhizat, pazarlama ve ürün temini genelde İstanbul’dan yapılıyor. İstanbul, ürün olarak tüm Türkiye’yi besliyor ve Anadolu da ticari bakımından bunun karşılığını veriyor. Bu işin lokomotifini İstanbul gördüğüm için İstanbul Kuyumcular Odası ile hep iyi bir iletişim içerisinde oldum. Yapmış olduğu faaliyetleri desteklemeye gayret ettim. Bundan önceki başkanlar da güzel çalışmalar yaptı. Onları da destekledik; ama bürokraside ve kuyumculuk sektörünün sıkıntılarıyla ilgili çözüm odaklı çalışmaların nirvanası; Sayın Mustafa Atayık zamanında oldu. Bunu de hiç çekinmeden gocunmadan söylemek isterim. Ben, Mustafa Atayık ve İKO’nun çalışmalarını hakikaten gayretli ve takdire şayan buluyorum. Bu nedenle sürekli destekledim, desteklemeye devam edeceğim. Sayın Mustafa Atayık Başkan ve YK üyeleriyle aynı dönemde başkanlık yapıp teşriki mesai yapmaktan da mutluyum.

Son olarak aktarmak istediğiniz ya da meslektaşlarınıza vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Herkes kuyum ticareti ve kuyumculuk mesleğinin kıymetini bilsin. Sektörümüz çok önemlidir. Dünyanın en kıymetli madenini ürün haline getirerek tüketicinin hizmetine sunuyoruz. Meslektaşlarımız, sattıkları ürünün kıymetini hakikaten bilmiyorlar. Pazarda meyve sebze satar gibi davranıyorlar. Müşteri karşısında da çok fazla eğilip bükülüyorlar. Bence, sattıkları ürünün dünyanın en kıymetli ürünü olduğunun farkındalığını yaşayarak, değerini anlasınlar ve sattıkları mücevherin değerini vererek satsınlar.