Yöneticilik, bir bayrak yarışıdır, hizmetleriyle sektörde iz bırakmak önemlidir!

Altın Esaslı Muhasebe Sistemi dışında meslektaşları için sayısız proje ve hizmeti hayata geçirdiklerini vurgulayan İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkan Yardımcısı ve Yazıcı Group Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Yazıcı, “Yönetim olarak yaptığımız tüm çalışmalarda ve geliştirdiğimiz projelerde hep meslektaşımız kazansın, sektörümüzün çıtası yükselsin gayreti içerisinde olduk. Bizim yaptığımız iş, aslında bir bayrak yarışıdır. Bayrağı güvenle, gönül rahatlığı içerisinde, yaptıklarımızla iz bırakarak, bir sonrakine teslim etmek önemlidir.” dedi.

1981 yılından beri faaliyet gösteren Yazıcı Group’un bugün ulaştığı büyüklük nedir? Bugün itibariye bünyenizde kaç altın& döviz ve perakende mağazası yer alıyor?
Meslekte 44 yıllık bir deneyime sahibim. Tarih yaprakları, 1981 yılını gösterdiğinde Kapalıçarşı Kuyumcular Caddesi’nde Hacı Mehmet Topal’ın olduğu yerde Örnek Kuyumcusu’nda işe başladım. 1989 yılında askere gidene kadar bu firmada tezgahtar ve mağaza sorumlusu olarak görev yaptım. Askerlikten sonra Özen Kuyumculuk’ta toptan mağaza ve perakende alanında çalışarak mesleki tecrübe kazandım. Pazarlamada çanta ekibimizle hem Karadeniz’in her yerine hem de dünyanın her noktasına ihracat yaptık. Ayrıca, 22, 14 ve 18 ayar kategorilerindeki ürünlerimizle uluslararası fuarlara katıldık. 2004 yılında bir süre pırlanta mağazacılığı alanında da faaliyet gösterdik. 2004’te ortaklarımızdan ayrıldıktan sonra‘Yazıcı Sarraf ve Kuyumculuk’ firmasını kurarak külçe altın, gram altın, sarrafiye ve kesme altında müşterilerimize hizmet vermeye başladık. Tabii ki geçen sürede sahada aktif olarak çalışarak Anadolu’daki esnaf ile yaptığımız iş birliği ile kazandığımız bu önemli tecrübeye dayanarak yola çıktık. Müşterilerden gelen pozitif geri dönüşler sonucunda altın işlerinin yanına döviz bürolarını ekleme yoluna girdik. Bu kapsamda YSK Yazıcı Sarraf Kuyumculuk ve Yazıcı Döviz şemsiyesi altında Eyüp, Fatih ve Alibeyköy’de açtığımız ilk döviz bürolarıyla deneyim kazandık. Yazıcı Group olarak perakende alanında da ilk olarak‘Altınyaz’ ve ardından‘Altınsaray’ markamızı hayata geçirdik. İki markamız da Fatih, Gaziosmanpaşa’da ve İstanbul’un çeşitli yerlerinde perakende sektöründe hizmet veriyor. Bugün, bünyemizde 20’ye yakın döviz bürosu, bunlar; İstanbul’un haricinde Ankara’da Çankaya ve Tunalı Hilmi Caddesi’nde, Rize merkez ve Çayeli ile Artvin Arhavi’de yer alıyor. 

Önümüzdeki süreçte takviminizde yeni ofis, mağaza açılışı planı var mı?
Yazıcı Group olarak yakın tarihlerde yeni bir döviz bürosu ya da mağaza açılışı planlamıyoruz. Çünkü, sadece iç piyasa ya da sektörümüz değil, global anlamda zor bir süreçten geçiyoruz. Yüksek enflasyon nedeniyle vatandaşın alım gücü azaldığı için altın takı, pırlantalı ve renkli taşlı mücevherler yerine yatırımlık olarak sarrafiye türü altınlar satın alınıyor.

İçeride ve dışarıda işlerin zorlaştığı bir süreçte Yazıcı Group’un yatırımlara devam etmesi ekonominin geleceğine ve sektöre olan güvenin bir işareti mi?
Tabii ki bugüne kadar yaptığımız yatırımlarla 6 bin yıllık kadim sektörümüze ve ülkemizin yüksek potansiyeline olan güvenimizi göstermiş olduk. Altındaki kota kısıtlaması ve jeopolitik gelişmeler ne yazık ki son iki yıldır sektörümüze olumsuz yansıyor. Firma ve markalarımız, dünya ile oluşan ons farkı nedeniyle ihracat müşterilerini İtalya, Dubai ve farklı ülkelere kaptırmış durumda. Elimizdeki değerleri yani, müşterilerimiz maalesef kaybettik. Bu nedenle, sektör için son iki yılı, kayıp yıllar olarak görüyorum. Bugün elinde parası olanlar, cazip olduğu için faizde değerlendirince bu durum ne yazık ki piyasaya nakit sıkışıklığı ve durgunluk olarak yansıyor. İnsanlar, hazır ve kolay paraya ulaşmanın derdinde. Maalesef, altının yüzde 100 artmasıyla sektörümüz yüzde 100 geriye düştü. Ben, 2026 yılının Haziran ayından itibaren ülkemizin uygulanacak ekonomik programla normalleşme sürecine gireceğine inanıyorum. Umarım, sektörümüz de bundan faydalanır.

Firma olarak 10-20 yıl sonra grubunuzu nerede konumlandırıyorsunuz?
Yazıcı Group, 44 yıllık mesleki birikim, piyasa bilgisi ve birbirinden yetenekli, kaliteli, profesyonel çalışma ekibiyle hem yoluna devam ediyor, hem de yatırım yapılacak alanları büyük bir titizlikle saha araştırma ve değişen talepler kapsamında hayata geçiriyor. Hali hazırdaki konjonktürel gelişmeler nedeniyle mevcut durumu korumayı çok büyük bir kazanç olarak görüyoruz.  Firma olarak mevcudu korumak bizim için yeterli olacaktır.

2026 yılının ilk aylarında meslek odalarında seçimler olacak. İstanbul Kuyumcular Odası’nda Yönetim olarak mesleğiniz, üyeleriniz ve meslektaşlarınız için yaptığınız en önemli çalışmalar ve hizmetler neler oldu?
Sektörümüze hizmet yolunda Yönetim olarak ikinci dönemin sonuna yaklaşıyoruz. Üçüncü dönem ile ilgili Yönetim Kurulu olarak henüz herhangi bir karar almadık. Tabii ki Yönetim olarak sektörel anlamda çok büyük hizmetler yaptığımıza inanıyoruz. Odamız bünyesinde hizmet veren Türkiye’nin yerli ve milli gemoloji laboratuvarımız GLT’nin TÜRKAK’tan akreditasyon almasından tutun mesleki eğitimlere; MYK, Ustalık- Kalfalık beceri sınavlarına varıncaya birçok farklı hizmete ve projeye imza attık. İstanbul Kuyumcular Odası Yönetimi olarak yapmadığımız, inanın tek bir şey kaldı; Altın Esaslı Muhasebe. Vicdani ve rahmani anlamda da bize soracaksanız, İstanbul Kuyumcular Odası olarak eksiğimiz; Altın Esaslı Muhasebesi Sistemi’ni maalesef, tüm ilgili Bakanlıklar, TBMM ve ilgili kurumlara taşımamıza ve olumlu yanıtlar almamıza rağmen hayata geçiremedik. Geçen süre içerisinde uyguladığımız doğru politikalarla İstanbul Kuyumcular Odası’nı (İKO) bugün mali yönden çok güçlü bir yapıya kavuşturduğumuza inanıyoruz. Bu konuda katkı sunan ekip arkadaşlarımıza Yönetim Kurulu’nda meslektaşlarıma ve sektör firmalarına teşekkür ediyoruz. İnşallah, bundan sonra da hep birlikte İKO’nun daha iyi yerlere gelmesi için gayret ve emek sarf edeceğiz. Tüm bu emek ve gayretleri gösteren tüm arkadaşlara, Yönetim Kurulu’na ayrı ayrı teşekkür ederim. İstanbul Kuyumcular Odası veya diğer mesleğimizin temsil kurumlarında yönetimde görev almayı bir bayrak yarışı olarak değerlendiriyorum. Burada önemli olan herkesin, sektörümüzün ve esnafımızın kazanmasıdır. Yönetim olarak yaptığımız tüm çalışmalarda ve geliştirdiğimiz projelerde hep meslektaşımız kazansın, sektörümüzün çıtası yükselsin gayreti içerisinde olduk. Bizim yaptığımız iş, aslında bir bayrak yarışıdır. Bayrağı güvenle, gönül rahatlığı içerisinde, yaptıklarımızla iz bırakarak, bir sonrakine teslim etmek önemlidir. Bu nedenle bayrak yarışında bizim olmamız ya da olmamamız önemli değildir. Önemli olan sektöre bir katkımız varsa en azından hanemize artı olarak yazılacaksa biz, bundan büyük memnuniyet duyarız.

1-4 Ekim 2025’te düzenlenecek İstanbul Jewelry Show hakkında neler söylemek istersiniz?
İstanbul Jewelry Show, bugün dünyanın en önemli mücevher fuarlarından biri haline geldi. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin fuar kapsamında düzenlediği yabancı alım heyetleri de sektöre çok değerli katkılar sağlıyor. Fuarların sektörümüzün büyümesinde oynadığı rol tartışılmaz. Bu nedenle Istanbul Jewelry Show’un yalnızca uluslararası alıcıları değil, Türkiye iç pazarının temsilcilerini de buluşturan bir vitrin olması ayrıca önem taşıyor. Bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyor, sektörümüz için hayırlı ve bereketli bir fuar diliyorum.